at first

listen to the pronunciation of at first
English - Turkish
ilkönce
ilk önce

Tom'dan ilk önce nefret ettim. - I hated Tom at first.

O, ilk önce atı beğenmedi. - She didn't like the horse at first.

öncelikle
ilk olarak

O, ilk olarak ondan hoşlanmadı. - She didn't like him at first.

İlk olarak, her şey zor görünüyordu. - At first, everything seemed difficult.

evvela
önce

O, ilk önce atı beğenmedi. - She didn't like the horse at first.

Önce onu erkek kardeşinle karıştırdım. - At first, I mistook him for your brother.

ilk zamanlar

İlk zamanlar bunu yapmaktan hoşlanmadım. - I didn't like doing this at first.

İlk zamanlar şüpheciydim. - I was skeptical at first.

başlangıçta

Başlangıçta, onun senin erkek kardeşin olduğunu sandım. - At first, I thought he was your brother.

Başlangıçta hatalarım hakkında endişeliydim. - I was worried about my mistakes at first.

at first glance
ilk bakışta

İlk bakışta Bay Jones'u tanıdım. - I recognized Mr Jones at first glance.

Endişelenme. İlk bakışta korkutucu gözükebilir, ama aslında çok arkadaş canlısı bir insandır. - Don't worry. He may look intimidating at first glance, but he's actually a very friendly person.

at first sight
görür görmez
at first sight
ilk görüşte

İlk görüşte ona âşık oldu. - He fell in love with her at first sight.

Adam ilk görüşte âşık oldu. - The man fell in love at first sight.

at first glance
İlk bakışta, ilk görüşte
at first sight
İlk görüşte

Love at first sight.

İlk görüşte ona âşık oldun mu? - Did you fall in love with her at first sight?

İlk görüşte ona âşık oldu. - He fell in love with her at first sight.

at the beginning
başında
at first sight
ilk bakışta

Bizim halkların ilk bakışta görülebilenden daha çok ortak yönleri var. - Our peoples have more in common than can be seen at first sight.

İlk bakışta, o nazik ve kibar görünüyordu. - At first sight, he seemed kind and gentle.

at first sight
(deyim) ilk goruste,ilk bakista
at first
Favorites