O hep soluk görünüyor.
- She always looks pale.
Çok fazla aksiyon içermeyen filmlerde hep sıkılırım.
- I'm always bored with films that have little action.
Her zaman altıda kalkarım.
- I always get up at six.
Her zaman şarkı söylüyorsun.
- You're always singing.
Daima sözlüğünü el altında bulundur.
- Always have your dictionary close at hand.
Bana daima yardım ettiniz.
- You've always helped me.