İstasyon iki metre uzakta.
 - The station is two meters away.
O uzakta tatilde olamaz.
 - She can't be away on holiday.
Biz yokken eve hırsız girmiş.
 - A thief broke into the house while we were away.
Onun kaçmaktan başka seçeneği yoktu.
 - He had no choice but to run away.
Tom'un güvenli bir yere gizlenmiş biraz parası var.
 - Tom has some money stashed away.
Balon rüzgar tarafından bir yere taşınıyordu.
 - The balloon was carried away somewhere by the wind.
Buradan birkaç sokak ileride oturuyor.
 - She lives a few blocks away from here.
Beni buradan uzaklaştıracak bir tekne istiyorum.
 - I want a boat that'll take me far away from here.
Tüm öğleden sonra durmadan uyudum.
 - I slept the whole afternoon away.