asansörcü

listen to the pronunciation of asansörcü
Turkish - English
elevator repairman
cage tender
elevator operator
asansör
{i} elevator

I rode the elevator to the third level. - Asansörle üçüncü kata çıktım.

She was sexually harassed in an elevator. - Bir asansörde cinsel olarak taciz edildi.

asansör
{i} lift

That lift makes a lot of noise. - O asansör çok gürültü yapıyor.

My mother is afraid of lifts. - Annem asansörden korkar.

asansör
{i} cage
asansör
elevator, Brit. lift
asansör
mechanical apparatus for moving people or items from floor to floor within a building
asansör
lift, elevator
asansör
(İnşaat) lift (conveyor)
Turkish - Turkish
Otel ve hastane gibi büyük kuruluşlarda asansörün düzenli çalışmasını sağlayan kimse
Asansörün bakım ve onarımını yapan kimse
asansör
İnsanları, yükleri bir yapının bir katından ötekine veya yüksek yerlere çıkarıp indiren, elektrikle işleyen araç
asansör
İnsanları veya yükleri bir yapının bir katından ötekine veya yüksek yerlere çıkarıp indiren elektrikle işler araç
asansörcü
Favorites