any given region or area of the world

listen to the pronunciation of any given region or area of the world
English - Turkish

Definition of any given region or area of the world in English Turkish dictionary

zone
bölge

Yeni bir ticaret bölgesi için planlar henüz çalışma aşamasında. - Plans for a new trade zone are still on the drawing board.

Anlaşma, Amerika Birleşik Devletleri'ne bir kanal bölgesi verdi. - The treaty gave the United States a canal zone.

zone
{f} kuşatmak
zone
(Coğrafya) coğrafi kuşak
zone
kentbilim bölge
zone
zon
zone
(Spor) alan savunması
zone
{f} bölgelere ayır
zone
(fiil) bölgelere ayırmak, kuşatmak, çevirmek
zone
(Tıp) Bölge, kısım, kuşak, zona
zone
{f} bölgelere ayırmak
zone
{i} coğr. kuşak: temperate zone ılıman kuşak. frigid zone
zone
(Askeri) BÖLGE: Yükseliş azami ile asgari arasında değiştiği zaman, aynı barut hakkı ile atılan mermilerin düşeceği saha. Bak "air defence identificatıon zone", "air surface zones", "combat zone", "communication zone", "control zone", "dead zone", "demilitarized zone", "drop zone", "safety zone", "submarine patrol zones" ayrıca bak "area
zone
(isim) bölge, kuşak, mıntıka
zone
{i} mıntıka
zone
bölge,v.bölgelere ayır: n.bölge
zone
(Nükleer Bilimler) ölü bölge,bölge
zone
{i} bölge, mıntıka: zone of fire ateş bölgesi. zone of operations harekât bölgesi
English - English
zone
any given region or area of the world

    Hyphenation

    a·ny giv·en re·gion or ar·e·a of the world

    Turkish pronunciation

    eni gîvın ricın ır eriı ıv dhi wırld

    Pronunciation

    /ˈenē ˈgəvən ˈrēʤən ər ˈerēə əv ᴛʜē ˈwərld/ /ˈɛniː ˈɡɪvən ˈriːʤən ɜr ˈɛriːə əv ðiː ˈwɜrld/
Favorites