Arka planda çalan hoş bir gitar sesi vardı.
- Im Hintergrund erklang angenehmes Gitarrenspiel.
Ben ısıya duyarlı olduğum gibi, yaz aylarında klima olmadan rahatça yaşayamam.
- As I'm sensitive to heat, I can't live comfortably without air-conditioning in summer.
Yeni evimize rahatça yerleştik.
- We are comfortably established in our new home.
Yüksek yerlerde arkadaşlara sahip olmak güzel olmalı.
- It must be nice to have friends in high places.
Ne güzel bir sürpriz!
- What a nice surprise!
Kel olmakla ilgili güzel şeylerden biri, asla kötü bir saçlı bir gününün olmamasıdır.
- One of the nice things about being bald is that you never have a bad hair day.
O çok kibardır. Başkalarının hakkında asla kötü konuşmaz.
- He is very nice. He never speaks ill of others.
It was a pleasant day, but there were few people in the park.
- Das Wetter war angenehm, aber es waren kaum Menschen im Park.
Most work is not very pleasant.
- Die meiste Arbeit ist nicht sehr angenehm.