Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

an order, rule, aim, superscription

listen to the pronunciation of an order, rule, aim, superscription
English - Turkish

Definition of an order, rule, aim, superscription in English Turkish dictionary

direction
yön

Faizi yeniden ayarlama yönünü belirlemek zordur. - It is difficult to peg the direction of interest deregulation.

Kaybolma ihtimalimize karşın, yönleri yazmayı düşündüm. - We thought we would write out the directions, in case you got lost.

direction
yönerge

İlaç alırken şişe üzerindeki yönergeleri dikkatle izleyin. - When taking drugs, follow the directions on the bottle carefully.

direction
gidişat
direction
{i} direktörlük
direction
yan

Ordu yanlış yönde ilerliyordu. - The army was advancing in the wrong direction.

Orman yangını tüm yönlerde yayılmaya başladı. - The forest fire began to spread in all directions.

direction
kontrol
direction
yön alıcı cihaz
direction
{i} yönetme
direction
(Askeri) YÖN: l. Bir topçu veya deniz topçu destek atışında, tespitçi/gözlemci tarafından atış isteğinde tespit noktasını belirtmek için kullanılan bir terim. 2. Bknz. "intelligence cycle"
direction
(Tekstil) yön, doğrultu
direction
{i} talimat

Birisi Tom'a yanlış talimat verdi. - Someone gave Tom the wrong directions.

Aşağıdaki talimatlarda çok iyi değilim. - I'm not so great at following directions.

direction
{i} açıklama

İmalatçının açıklamasına göre, her on yılda bir değiştirilmeli. - According to the manufacturer's directions, tires should be changed every 10 years.

direction
directional istikametedirectional
direction
(Tıp) Yön, doğrultu, istikamet, directio
direction
(isim) yön, istikamet; direktörlük; yönetim; kumanda, yönetme, emir, talimat; açıklama, alıcı adresi
direction
{i} yönetim, idare
direction
tembih
direction
nezaret
direction
{i} yön, istikamet, taraf
English - English
{n} direction