Tom üç kez yıldırım tarafından çarpıldı.
 - Tom has been struck by lightning three times.
Onu gördüğüm her an kalbim hızlı çarpıyor.
 - My heart beats fast each time I see her.
Ne alışveriş etmek ne de anneme hoşça kal demek için zamanım vardı.
 - I had neither the time to go shopping, nor to say goodbye to my mother.
Sanırım hoşça kal dememin zamanıdır.
 - I think it's time for me to say goodbye.
Onlar uzun süredir burada yaşıyor.
 - They have lived here for a long time.
Eğer bir süre evden uzak olursam, posta servisini bırakacağım.
 - If I'm away from home for a period of time, I will stop mail delivery.
Eski çağlarda tuz az bulunan ve maliyetli bir metaydı.
 - Salt was a rare and costly commodity in ancient times.
Beni ilk adımla çağırmanı senden kaç kez istemek zorundayım?
 - How many times do I have to ask you to call me by my first name?
Yarın bu vakitte onunla akşam yemeği yiyor olacak.
 - He will be having dinner with her at this time tomorrow.
Yarın bu vakitte ailesiyle konuşuyor olacak.
 - He will be talking with his family at this time tomorrow.
Bazıları yalnızca zaman geçsin diye kitap okurlar.
 - Some read books just to pass time.
Zamanın ölçüsü nedir?
 - What are the measures of time?