Beş çarpı iki ona eşittir.
 - Five times two equals ten.
Öğretmen çocukları, yaramazlık ettiklerinde ya da çarpım tablolarını ezbere okuyamadıklarında döverdi.
 - The teacher caned the children if they misbehaved or were unable to recite their times tables.
Sanırım hoşça kal dememin zamanıdır.
 - I think it's time for me to say goodbye.
O zaman Japonya'da demiryolları yoktu.
 - There were no railroads in Japan at that time.
Bu kitabı tercüme etmek için ne kadar süreye ihtiyacı var?
 - How much time does she need to translate this book?
Oda uzun süredir boş.
 - The room has been empty for a long time.
O kale eski antik çağda inşa edilmiştir.
 - That castle was built in ancient times.
Eski çağlarda tuz az bulunan ve maliyetli bir metaydı.
 - Salt was a rare and costly commodity in ancient times.
Yarın bu vakitte ailesiyle konuşuyor olacak.
 - He will be talking with his family at this time tomorrow.
O, yarın bu vakitte Londra'da olacak.
 - He will be in London at this time tomorrow.
Bir zaman makinen olduğunu hayal et.
 - Imagine that you have a time machine.
Ne zaman geri döneceksin?
 - What time will you be back?