English - Turkish
Definition of an input device with alphabetic, numeric, and function keys, plus others in English Turkish dictionary
- keyboard
- {i} klavye
Neredeyse kahvemi klavyeye döküyordum.
-I nearly spilled my coffee on the keyboard.
Benim ekranda yazdığım kelimeleri görebilirsin, ama benim klavye üzerine döktüğüm gözyaşlarını göremezsin.
-You see the words that I typed on the screen, but you don't see the tears that I shed over the keyboard.
- keyboard
- tuş
Senin tuş takımının yer değiştirmesi gerekir.
-Your keyboard needs replacing.
Tom bilgisayar klavyesindeki bir tuşa bastı.
-Tom pressed a key on the computer keyboard.
- keyboard
- girmek
- keyboard
- (isim) klavye
- keyboard
- klavyeyle gir
- keyboard
- data girmek
Related Terms
English - English
Definition of an input device with alphabetic, numeric, and function keys, plus others in English English dictionary
- keyboard
an input device with alphabetic, numeric, and function keys, plus others
Hyphenation
an in·put de·vice with alphabetic, numeric, and func·tion keys, plus othersPronunciation
Resimler
Favorites