English - Turkish
Definition of an input device having many keys marked with letters and other symbols in English Turkish dictionary
- keyboard
- {i} klavye
Benim ekranda yazdığım kelimeleri görebilirsin, ama benim klavye üzerine döktüğüm gözyaşlarını göremezsin.
-You see the words that I typed on the screen, but you don't see the tears that I shed over the keyboard.
Benim Türkçe klavyem yok.
-I don't have a Turkish keyboard.
- keyboard
- tuş
Tom bilgisayar klavyesindeki bir tuşa bastı.
-Tom pressed a key on the computer keyboard.
Hiçbir klavye bulunmadı. Devam etmek için lütfen için F1 tuşuna basın.
-No keyboard has been found. Please press F1 to continue.
- keyboard
- girmek
- keyboard
- (isim) klavye
- keyboard
- klavyeyle gir
- keyboard
- data girmek
Related Terms
English - English
Definition of an input device having many keys marked with letters and other symbols in English English dictionary
- keyboard
an input device having many keys marked with letters and other symbols
Hyphenation
an in·put de·vice ha·ving ma·ny keys marked with let·ters and oth·er symbolsTurkish pronunciation
ın înpût dîvays hävîng meni kiz märkt wîdh letırz ınd ʌdhır sîmbılzPronunciation
/ən ˈənˌpo͝ot dəˈvīs ˈhavəɴɢ ˈmenē ˈkēz ˈmärkt wəᴛʜ ˈletərz ənd ˈəᴛʜər ˈsəmbəlz/ /ən ˈɪnˌpʊt dɪˈvaɪs ˈhævɪŋ ˈmɛniː ˈkiːz ˈmɑːrkt wɪð ˈlɛtɜrz ənd ˈʌðɜr ˈsɪmbəlz/
Resimler
Favorites