Beni etkilemekten asla vazgeçmiyorsun.
 - You never cease to impress me.
Tom babasını etkilemek için çok çalışıyor.
 - Tom has been trying hard to impress his father.
Adayı her ziyaret edişimde, doğanın güzelliğinden etkilendim.
 - Whenever I visited the island, I was impressed with the beauty of nature.
Havaiili konuşmayı öğrenmek istiyorum, böylece kız arkadaşımı etkileyebilirim.
 - I want to learn to speak Hawaiian, so I can impress my girlfriend.