an endeavour.

listen to the pronunciation of an endeavour.
English - Turkish

Definition of an endeavour. in English Turkish dictionary

effort
{i} gayret

Gayretin övgüye şayan. - Your effort deserves praise.

Çok az bir gayretle kitabı yazdı. - She wrote the book with very little effort.

effort
{i} çaba

Çabalar sonuç getirmedi. - The efforts brought about no effect.

Çaba güzel sonuçlar üretir. - Effort produces fine results.

effort
(Askeri) GAYRET, ÇALIŞMA, ÇABA
effort
(Askeri) çalışma

Proje, üç farklı sınıftan öğrencinin ortak çalışmasıydı. - The project was a joint effort by students from three different classes.

Ortak çalışmaya dayalı bir çabaydı. - It was a collaborative effort.

effort
ceht
effort
teşebbüs
effort
çaba harcama

Tom özür dilemek için hiçbir çaba harcamadı. - Tom made no effort to apologize.

Hiçbir şey çaba harcamadan ölümlülere verilmez. - Nothing is given to mortals without effort.

endeavour.
gayret
effort
{i} çabalama
effort
kudret
effort
effortless gayretsiz
effort
{i} girişim

Böyle zor zamanlarda girişimin hiçbir sıradan derecesi şirketi tehlikeden uzak tutmayacaktır. - In difficult times like these, no ordinary degree of effort will get our company out of danger.

effort
{i} deneme
effort
{i} gayret, çaba, efor
effort
kendini sıkma
effort
çaba göstermeyen
effort
{i} eser
English - English
effort