English - Turkish
Definition of an effective, clever or quick way of doing something in English Turkish dictionary
- trick
- {i} numara
Böyle bir numarayla beni kandıramazsın.
-You can't fool me with a trick like that.
Siz yaşlı bir köpeğe yeni numaralar öğretemezsiniz.
-You can't teach an old dog new tricks.
- trick
- {i} güzel kadın
- trick
- (fiil) kandırmak, oyun etmek, oyuna getirmek, aldatmak, faka bastırmak
- trick
- katakulli
- trick
- fırıldak
- trick
- kazık
- trick
- birine oyun oynamak
- trick
- şeytanlık
- trick
- al
- trick
- oyun
Bana oyun oynamaya çalışmanızın faydası yok.
-It is no use trying to play a trick on me.
Sık sık bana oyunlar oynardı.
-She would often play tricks on me.
- trick
- hüner
Yaşlı bir köpeğe yeni hünerler öğretmek zor.
-It's hard to teach an old dog new tricks.
- trick
- ustalık
- trick
- muzip
Kardeşine muziplik yapmayı bırak.
-Stop playing tricks on your brother.
- trick
- el çabukluğu
- trick
- üçkâğıda getirmek
- trick
- incelik
- trick
- {i} 1. hile, oyun, dolap, numara: She uses tears as a trick to gain sympathy. Kendini acındırmak için ağlama numarası yapıyor. play a trick on
- trick
- {i} çalım
- trick
- {i} üçkâğıtçılık
Related Terms
English - English
Definition of an effective, clever or quick way of doing something in English English dictionary
- trick
Tricks of the trade. What's the trick of getting this chair to fold up?.
an effective, clever or quick way of doing something
Hyphenation
an effective, cle·ver or quick way of do·ing some·thingPronunciation
Resimler
Favorites