Bu benim uğurlu eşyam.
- This is my good luck charm.
Bu kitap benim uğurlu eşyam. Onu her beş ayda okurum.
- This book is my good luck charm. I read it every five months.
Yanan binadan kurtarılacak kadar iyi bir talihe sahipti.
- He had the good fortune to be rescued from the burning building.
Güzel bir kızla evlenmek için iyi şansı vardı.
- He had the good fortune to marry a pretty girl.
Iyi şans sayesinde onlar kaçtı.
- By good fortune, they escaped.
İnsanlar iyi şanslarıyla övündüler.
- The people exulted over their good luck.
Tom Mary'ye iyi şans diledi.
- Tom wished Mary good luck.
Sınavında iyi şanslar.
- Good luck with your exam.
Hoşça kal ve iyi şanslar.
- Good-bye and good luck.
Tom Mary'ye iyi şans diledi.
- Tom wished Mary good luck.
İnsanlar iyi şanslarıyla övündüler.
- The people exulted over their good luck.