Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

an acknowledgment (usually tangible) that payment has been made

listen to the pronunciation of an acknowledgment (usually tangible) that payment has been made
English - Turkish

Definition of an acknowledgment (usually tangible) that payment has been made in English Turkish dictionary

receipt
{i} makbuz

O, sayısız makbuz ve banka kayıtlarıyla ilgili yaptığı hesaplamalara dayandırarak, bilgisayarında tam bir mali kayıt yaptı. - He made a complete financial record on his computer, basing his calculations on countless receipts and bank records.

Bir makbuz istiyorum, lütfen. - I'd like a receipt, please.

receipt
{i} tarife
receipt
alışveriş fişi
receipt
(Ticaret) alındı belgesi
receipt
alındı makbuzu
receipt
alma

Agh. Annemden bir hediye almak için uzun bir süre bekledim. Ancak, çok sorunludur. - Agh. I waited for a long time for the receipt of a present from my mother. However, it's very problematic.

Makbuzunuzu almayı unutmayın. - Don't forget the receipt.

receipt
hasılat
receipt
reçete
receipt
alınma
receipt
fiş

Lütfen bana bir fiş ver. - Please give me a receipt.

Tom fişi Mary'ye verdi ve onu cüzdanına koymasını söyledi. - Tom gave Mary the receipt and told her to put it in her purse.

receipt
ç.gelir
receipt
{f} makbuz vermek
receipt
(Askeri) SENET, MAKBUZ: Alınan para veya mal karşılığında verilen yazılı belge
receipt
ödendi kabul et
receipt
{i} yemek tarifi
receipt
alındı,makbuz
receipt
{i} makbuz, alındı; fiş
receipt
{f} fiş vermek
English - English
receipt
an acknowledgment (usually tangible) that payment has been made
Favorites