also, an occupation or business requiring such knowledge or skill

listen to the pronunciation of also, an occupation or business requiring such knowledge or skill
English - Turkish

Definition of also, an occupation or business requiring such knowledge or skill in English Turkish dictionary

art
{i} yaratıcılık
art
usül
art
sanat

Büyük sanatçıların vatanı yoktur. - Great artists have no country.

Hayat kesin bir bilim değildir, bir sanattır. - Life is not an exact science, it is an art.

art
sanat ürünü
art
güzel sanatlar

Sanatçı olmak için bir güzel sanatlar okulunda okumak zorunda değilsiniz. - You don't have to study at a school of fine arts to become an artist.

Okulda güzel sanatlar okuyor. - She is studying fine art at school.

art
arts and crafts el işleri
art
yöntem
art
eski

Kabuki eski bir Japon sanatıdır. - Kabuki is an old Japanese art.

Ressam eski taş duvarda en karmaşık duvar resimlerini yaptı. - The artist painted the most intricate of murals on the old stone wall.

art
sihirbazlık

Sihirbazlık, batıl itikadı paraya çevirme sanatıdır. - Magic is the art of changing superstition into money.

art
{i} hüner
art
yol yordam
art
{i} şeytanlık
art
(Avrupa Birliği) sanat; zanaat
art
sanat yapıtı
art
{i} kurnazlık

Din çok bireyseldir. Neredeyse herkesin gerçekten kendi dini vardır. Dindeki bütünlük bir kurnazlıktır. - Religion is very personal. Practically everyone has really his own religion. Collectivity in religion is an artifice.

art
büyü

Japonya'daki en büyük sanatçılardan biridir. - He is one of the greatest artists in Japan.

O öyle büyük bir sanatçı ki hepimiz ona hayranız. - He is such a great artist that we all admire.

English - English
art
also, an occupation or business requiring such knowledge or skill

    Hyphenation

    also, an oc·cu·pa·tion or busi·ness re·quir·ing such knowl·edge or skill

    Pronunciation

Favorites