almosen

listen to the pronunciation of almosen
German - Turkish
English - Turkish

Definition of almosen in English Turkish dictionary

pittance
{i} çok düşük ücret

Çok düşük ücretle çalışır. - He works for a mere pittance.

pittance
{i} çok az ücret
pittance
çok düşük vergin
pittance
acınacak miktarda az vergin
alms
{i} yardım
alms
yoksullara yardım
alms
{i} sadaka

Biri fakirlere sadaka vermeli. - One should give alms to the poor.

Neden sadaka için yalvarıyorsun, Diogenes? Cömertlik öğretmek için. - Why are you begging for alms, Diogenes? - In order to teach generosity.

alms
tek sadaka
alms
{i} zekât

İslam'ın beş şartı; şehadet etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek ve hacca gitmektir. - The five pillars of Islam are belief, worship, fasting, almsgiving, and pilgrimage.

alms
sadaka,zekat
pittance
{i} az sayı
pittance
{i} bağış (dini)
pittance
bağış
pittance
{i} çok az miktar
German - English
pittance
alms

Zen priests beg for alms near Shinjuku station. - Zen-Priester sammeln in der Umgebung des Shinjuku Bahnhofs Almosen.

Why are you begging for alms, Diogenes? - In order to teach generosity. - Warum bittest du um Almosen, Diogenes? - Um Freigiebigkeit zu lehren.

starvation wages
von Almosen leben
to live on charity