English - Turkish
Definition of all times in English Turkish dictionary
- her zaman
- at all times
- daima
Leyla yanında daima o silahı taşıyordu.
-Layla carried that gun with her at all times.
- of all times
- Tüm zamanların
- relating to all times or tenses
- her zaman ya da zamanları ile ilgili
- all time
- diğerlerinden üstün
- all time
- tam günlük
- all time
- en
- at all times
- her zaman
Mary dizüstü bilgisayarını her zaman yanında bulundurur.
-Mary keeps her laptop with her at all times.
Zirveye çıkmak için her zaman rakibin iki adım önünde kalmak zorundasın.
-To come out on top, you have to stay two steps ahead of your opponent at all times.
Related Terms
English - English
Definition of all times in English English dictionary
- all time
- of all time; never better; unexcelled, unsurpassed (e.g. "An all-time favorite movie")
Related Terms
all times
Turkish pronunciation
ôl taymzPronunciation
/ˈôl ˈtīmz/ /ˈɔːl ˈtaɪmz/
Resimler
Videos
... It's easy for me to access at all times. ...
... as if it's on a presence in our heads at all times is simply about ...
History
Favorites