affluence and freedom from financial problems

listen to the pronunciation of affluence and freedom from financial problems
English - Turkish

Definition of affluence and freedom from financial problems in English Turkish dictionary

ease
rahat

Çince konuştuğumda içim rahat hissetmeye başlıyorum. - I'm beginning to feel at ease when I speak in Chinese.

Tom dün gece Mary'yi rahat ettiriyor gibi görünmüyordu. - Tom couldn't seem to put Mary at ease.

ease
{i} kolaylık

Soruyu kolaylıkla yanıtlaması bizi şaşırttı. - The ease with which he answered the question surprised us.

İşi kolaylıkla yaptı. - She did the job with ease.

ease
{i} dinme
ease
{f} dikkatle yerleştirmek
ease
{i} konfor
ease
kolaylıkla

O kolaylıkla yarışı kazandı. - He won the race with ease.

O çapraz bulmacayı kolaylıkla çözdü. - He did the crossword with ease.

ease
genişlik
ease
gönence
ease
refah
ease
yatıştırmak
ease
dindirmek

Tom'un acısını dindirmek istiyorum. - I'd like to ease Tom's pain.

Sadece ağrıyı dindirmek için bana bir şey ver. - Just give me something to ease the pain.

ease
yumuşamak
ease
huzur

Yeni ortamlarda huzursuz hissettim. - He felt ill at ease in the new surroundings.

Tom yabancılar arasında huzursuz. - Tom is ill at ease among strangers.

ease
gevşetmek
ease
dikkatle hareket ettirmek
ease
{i} rahat, sıkıntısızlık
ease
{f} rahat ettirmek, sıkıntıdan kurtarmak
English - English
ease

After winning the jackpot, she lived a life of luxurious ease.

affluence and freedom from financial problems

    Hyphenation

    af·flu·ence and Free·dom from fi·nan·cial problems

    Turkish pronunciation

    äfluıns ınd fridım fırm fınänşıl präblımz

    Pronunciation

    /ˈaflo͞oəns ənd ˈfrēdəm fərm fəˈnansʜəl ˈpräbləmz/ /ˈæfluːəns ənd ˈfriːdəm fɜrm fəˈnænʃəl ˈprɑːbləmz/
Favorites