English - Turkish
Definition of affected or contrived to charm; mincingly clever; precious; cutesy in English Turkish dictionary
- cute
- {s} sevimli
O sevimli bebek onların aşkının meyvesidir.
-That cute baby is the fruit of their love.
Erkek kardeşim bana sevimli bir oyuncak bebek verdi.
-My brother gave me a cute baby doll.
- cute
- {s} şirin
O kız güzelden çok şirin.
-That girl is more cute than beautiful.
O gerçekten şirin ve bu yüzden onunla çalışmayı seviyorum
-He's really cute, and so I like working with him.
- cute
- dili cana yakın
- cute
- {s} cici
- cute
- {s} zeki
O çok sevimli ve o gerçekten zekidir.
-He's very cute and he's really smart.
- cute
- {s} kurnaz
- cute
- cilveli
- cute
- açıkgöz
- cute
- hoş
Makyajsızken bile çok hoş.
-Even without makeup, she's very cute.
Sen de oldukça hoşsun.
-You're pretty cute too.
- cute
- {s} akıllı
Tom gerçekten akıllı ve aynı zamanda sevimli sayılır.
-Tom is really smart and also kind of cute.
- cute
- çok şeker
Related Terms
English - English
Definition of affected or contrived to charm; mincingly clever; precious; cutesy in English English dictionary
- cute
affected or contrived to charm; mincingly clever; precious; cutesy
Hyphenation
af·fec·ted or con·trived to charm; min·cing·ly clever; precious; cutesyPronunciation
Resimler
Favorites