Okunmayı hak eden bir kitap iki kere okunmayı hak eder.
- A book worth reading is worth reading twice.
İki kere ölç, bir kere kes.
- Measure twice, cut once!
Erkek kardeşim benim yediğimin iki katı kadar yemek yiyor.
- My brother eats twice as much as I do.
Bu tünel onun iki katı kadar uzundur.
- This tunnel is twice as long as that one.
Ben iki kez Mt. Fuji'ye tırmandım.
- I've climbed Mt. Fuji twice.
Dişlerini günde en az iki kez fırçala.
- Brush your teeth twice a day at least.
Uçak havalandıktan sonra havaalanı etrafında iki defa dolandı.
- The plane circled the airport twice after taking off.
Bir şeyi yapmak için Tom'a iki defa söylemek zorunda değilsin.
- You don't have to tell Tom twice to do something.