O, oyunu mutlaka kazanacak.
- He is certain to win the game.
Çeviri bir kadın gibidir. Güzelse güvenilir değildir. Güvenilirse kesinlikle güzel değildir.
- Translation is like a woman. If it is beautiful, it is not faithful. If it is faithful, it is most certainly not beautiful.
İstasyonda güvenilir bir beyefendiyle karşılaştım.
- I met a certain gentleman at the station.
Üçüncü yıldız belirli bir krala ait oldu.
- The third star belonged to a certain king.
Uygun şekilde kullanılırsa, belirli zehirler yararlı olacaktır.
- Properly used, certain poisons will prove beneficial.
O, kesinlikle cesaretsiz değildir.
- He is certainly not without courage.
Kesinlikle,kart oynamayı severim.
- Certainly, I like playing cards.
Belli bir noktadan sonra her şey biraz daha zor oldu.
- After a certain point, everything became a little more difficult.
Ted'in oyunu kazanacağı belliydi.
- Ted was certain of winning the game.
Tom kesinlikle kendinden emin görünüyor.
- Tom certainly sounds confident.
Tom, Mary'nin onun büyükbabasının altın saatini çaldığından oldukça emindi.
- Tom was reasonably certain that Mary had stolen his grandfather's gold watch.
Tom kesinlikle bugün geleceğini herhangi birinin bilmesine izin vermedi.
- Tom certainly didn't let anyone know that he was arriving today.
Ben herhangi bir hata yapmadığımdan oldukça eminim.
- I'm pretty certain I haven't made any mistakes.