Bu kaldırılamaz. O sabit.
- It can't be removed. It's fixed.
Biz fiyatı 15 dolarda sabitledik.
- We fixed the price at $15.
Ben eylemlerimi kararlaştırılmış zamanlar için planlamayı tercih ediyorum böylece zamanı yönetebilirim.
- I prefer to plan my activities for fixed times so I can manage my time.
Parça, piyano ve orkestra için düzenlendi.
- The piece was arranged for piano and orchestra.
Toplantı gelecek pazar düzenlendi.
- The meeting was arranged for next Sunday.
Tom onu bir çekiçle onardı.
- Tom fixed it with a hammer.
O kırık masayı onardı.
- He fixed the broken table.
Yarınki parti için yeme içme işini düzenledim.
- I arranged catering for tomorrow's party.
Kitapları büyüklüklerine göre düzenledik.
- We arranged the books according to size.