a violent onset or attack with physical means, as blows, weapons, etc

listen to the pronunciation of a violent onset or attack with physical means, as blows, weapons, etc
English - Turkish

Definition of a violent onset or attack with physical means, as blows, weapons, etc in English Turkish dictionary

assault
{i} fiili tecavüz (hukuk)
assault
üstüne varmak
assault
baskın yapmak
assault
tecavüz

Orta yaşlı adam tecavüz ile suçlandı. - The middle aged man was charged with assault.

Tecavüz ve cinsel taciz şiddet suçlarıdır. - Rape and sexual assault are crimes of violence.

assault
atak
assault
hücum
assault
aniden ve vahşice saldırmak
assault
ani saldırı
assault
saldırı

Tom saldırı için üç kez tutuklandı. - Tom has been arrested three times for assault.

Tom şu anda ağırlaştırılmış saldırı suçuyla yüz yüze. - Tom currently faces charges of aggravated assault.

assault
{f} hücum etmek
assault
(isim) saldırı, hücum; tecâvüz, fiili tecavüz (hukuk)
assault
şiddetli hucum
assault
assault and batterymuessir fiil
assault
{i} tecâvüz

Tecavüz ve cinsel taciz şiddet suçlarıdır. - Rape and sexual assault are crimes of violence.

Sami, tecavüz ve saldırı nedeniyle 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı. - Sami was sentenced 18 years for rape and assault.

assault
(fiil) saldırmak, hücum etmek; tecâvüz etmek; ırza geçmek
assault
saldırı,v.saldır: n.saldırı
assault
aniden saldır
assault
(Askeri) (DOD, IADB) HÜCUM (AMERİKA SAVUNMA BAKANLIĞI, AMERİKAN SAVUNMA KURULU): 1. HÜCUM: Bir taarruzun son safhası, düşmanla göğüs göğüse muharebe. 2. ÇIKARMA HÜCUMU: Bir amfibi harekatta, amfibi görev kuvvetinin hedef bölgesine ulaşan ana taarruzu ile amfibi görev kuvveti vazifesinin başarılması arasındaki süre. 3. HÜCUM ETMEK: Bir top mevzii, direnek veya makinalı tüfek yuvası gibi yerel bir hedefe karşı kısa, şiddetli fakat iyi tertiplenmiş bir taarruza girişmek. 4. İNDİRME HÜCUMU: Bir hava harekatında; düşmanla yakın muharebe için hazırlanmış bir hava indirme kuvveti ile unsurlarının, hava araçları tarafından bir hedef bölgesine indirilmesiyle başlayan ve tespit edilmiş hedeflere taarruzla sona eren kısmı. Ayrıca bakınız: "assault phase; landing attack"
assault
(Askeri) TAARRUZ: Kıyıdaki sivillerle yapılan ilk temasla başlayıp çıkarma kuvvetinin askeri hükümet kontrol kıyısının tesisine kadar geçen devre
English - English
assault
a violent onset or attack with physical means, as blows, weapons, etc

    Hyphenation

    a vi·o·lent on·set or at·tack with phys·i·cal means, as blows, weapons, etc

    Pronunciation

Favorites