Son olarak o Amerika'ya gitti.
 - Lastly, she went to America.
Çin'e gittiğim en son zaman, Şangay'ı ziyaret ettim.
 - The last time I went to China, I visited Shanghai.
Tom son dört yılda iki kez alkollü araba sürmekten mahkûm edildi.
 - Tom has been convicted of drunken driving twice in the last four years.
Bu, bizim geçen sene kaldığımız oteldir.
 - This is the hotel where we stayed last year.
O, geçen yıl o şirket için çalışmaya başladı.
 - He began to work for that company last year.
Son olarak ailemle birlikte Disneyland'a gittiğimden beri uzun zaman oldu.
 - It has been so long since I last went to Disneyland with my family.
Tom son olarak vardı.
 - Tom was the very last to arrive.
Eylemciler en son Brezilya'nın uzak, ormanlık bir köşesinde görüldüler.
 - The activists were last seen in a remote, forested corner of Brazil.
Çin'e gittiğim en son zaman, Şangay'ı ziyaret ettim.
 - The last time I went to China, I visited Shanghai.
Konuşma otuz dakika sürdü.
 - The speech lasted thirty minutes.
Yağmur beş gün sürdü.
 - The rain lasted five days.
Sadece ölüm kaldığında, son çare yiyecek için yalvarmaktır.
 - When only death remains, the last resort is to beg for food.
Dün gece babam huzurlu bir ölümle öldü.
 - My father died a peaceful death last night.
Mağazaya gidiyorum ve kimi görüyorum? Onunla son kez buluştuğumuzdan beri kendisinde neler gittiğini bana hemen anlatmaya başlayan bir Amerikan arkadaşımı.
 - I go into the store, and who do I see? An American friend, who immediately begins to tell me what has been going on with him since we last met.
Sana borç para vereceğim, ama aklında bulunsun, bu son kez.
 - I'll lend you money, but mind you, this is the last time.