a substance that contaminates

listen to the pronunciation of a substance that contaminates
English - Turkish

Definition of a substance that contaminates in English Turkish dictionary

contaminant
{i} atık
contamination
bulaştırılmış
contaminant
kirletici

İçme suyunda klor, kurşun ya da benzer kirletici madde bulunması mümkün. - It's possible that the drinking water has chlorine, lead, or similar contaminants in it.

contaminant
bulaşkan
contaminant
bulaştırıcı parçacık
contamination
bulaşma
contamination
bulaştırma
contamination
kirlilik
contaminant
(Avrupa Birliği) kirletici, bulaşan
contaminant
(Tıp) Kirletici madde, enfekte edici etken
contaminant
{i} kirletici madde

İçme suyunda klor, kurşun ya da benzer kirletici madde bulunması mümkün. - It's possible that the drinking water has chlorine, lead, or similar contaminants in it.

contamination
{i} (mikrop, zehir v.b. ile) kirletme/kirletilme/kirlenme; bulaştırma
contamination
{i} pislik
contamination
kirlenme

Bu yeşil takım elbiseler, biyolojik kirlenme riskini azaltmak için özel takım elbiselerdir. - Those green suits are special suits for reducing the risk of biological contamination.

contamination
(isim) kirletme, bulaştırma, bulaşma, pislik, atık
contamination
artık/kirlenme
contamination
(Nükleer Bilimler) bulaşma,bulaşıklık,kirlenme,kirlilik, radyoaktif kirlilik
English - English
contaminant
contamination
a substance that contaminates

    Hyphenation

    a sub·stance that contaminates

    Turkish pronunciation

    ı sʌbstıns dhıt kıntämıneyts

    Pronunciation

    /ə ˈsəbstəns ᴛʜət kənˈtaməˌnāts/ /ə ˈsʌbstəns ðət kənˈtæməˌneɪts/
Favorites