Gayretin övgüye şayan.
 - Your effort deserves praise.
Her sabah erken kalkmaya gayret edeceğim.
 - I'll make an effort to get up early every morning.
Çabalarının başarıyla sonuçlanacağından eminim.
 - I'm sure your efforts will result in success.
Lojban'ın geliştirilmesinde, dili ilk aşamasından beri tarafsız tutmak için çabalar tutarlı olarak yapılmıştır.
 - In the development of Lojban, efforts were consistently made since the initial phase to keep the language culturally neutral.
Çalışma çok fazla enerji alır fakat bu çabaya değer.
 - Study takes a lot of energy, but it is worth the effort.
Proje, üç farklı sınıftan öğrencinin ortak çalışmasıydı.
 - The project was a joint effort by students from three different classes.
O, çaba harcamadan ağaca tırmandı.
 - He climbed up the tree without effort.
Tom özür dilemek için hiçbir çaba harcamadı.
 - Tom made no effort to apologize.
Böyle zor zamanlarda girişimin hiçbir sıradan derecesi şirketi tehlikeden uzak tutmayacaktır.
 - In difficult times like these, no ordinary degree of effort will get our company out of danger.