Bir hafta içinde eve dönmek zorundayım.
- I must return home within a week.
Başkan Washington'a dönmek zorunda kaldı.
- The president was forced to return to Washington.
Bunu iade etmek istiyorum.
- I'd like to return this.
Bir araba iade etmek istiyorum.
- I'd like to return a car.
Osaka'ya bir gidiş dönüş biletim var.
- I have a return ticket to Osaka.
Tokyo'ya bir gidiş dönüş biletim var.
- I have a return ticket to Tokyo.
O onun aşkını geri çevirmedi.
- He did not return her love.
Karşılık olarak ne yapmak zorundayım?
- What do I have to do in return?
Tom karşılık olarak ne bekliyor?
- What does Tom expect in return?