Definition of a result that one is attempting to achieve in English Turkish dictionary
- goal
- gaye
- goal
- erek
- goal
- hedef
Merkezin hedefi, diğer ülkelerden gelen gençleri belli bir zaman aralığında eğitmek olmalıdır.
-The goal of the center should be to train young people from other countries within a specific time period.
Onlar hedeflerine ulaştılar.
-They attained their goal.
- goal
- amaç
Onlar amaçlarına ulaştılar.
-They achieved their goal.
Onlar amaçlarına ulaştılar.
-They will have achieved their goal.
- goal
- gol
Forvet oyuncusu gol attı.
-The forward kicked a goal.
O, bir gol attığında, kalabalık bağırdı.
-The crowd yelled when he scored a goal.
- goal
- {i} ideal
- goal
- kale
Tim Howard 2014 yılında Amerika Birleşik Devletleri milli takımının kalecisiydi.
-Tim Howard was the goalkeeper for the United States national team in 2014.
Kaleci topa dokunduğunda hakem diğer takıma bir köşe vuruşu verdi.
-When the goalkeeper touched the ball, the referee awarded the other team a corner kick.
- goal
- dili kaleci
- goal
- goalie i
- goal
- {i} spor kale
- goal
- {i} sayı
Az sayıda amacın olduğunda yaşlanırsın.
-When you have few goals, you get older.
- goal
- {i} spor gol
- goal
- {i} amaç, gaye, hedef, erek, maksat
- goal
- goal line gol çizgisi
- goal
- gôl/kale/amaç
- goal
- goalkeeper kaleci
Related Terms
Definition of a result that one is attempting to achieve in English English dictionary
- goal