Tom uçuşunu kaçırmak istemiyor.
 - Tom doesn't want to miss his flight.
Trenimi kaçırmak istemiyorum.
 - I don't want to miss my train.
Tom'un atışı hedefi iki fitle ıskaladı.
 - Tom's shot missed the target by two feet.
Kuşa ateş etti fakat ıskaladı.
 - He shot at the bird, but missed it.
Yorumcular Bu korkunç bir başarısızlıktı! diye bağırdılar.
 - That was a terrible miss! cried the commentators.
Mezuniyet töreninde mezun olan öğrencilerin adlarını söylemeyi unutmak şaşırtıcı bir başarısızlıktır.
 - Forgetting to say the graduating student's name at the graduation ceremony was a colossal miss.
Sizinle tanışmak bir onurdur, hanımefendi.
 - It's an honor to meet you, miss.
Hepimiz seni özledik.
 - We've all missed you.
Anne üniversitedeki kızını özledi.
 - The mother missed her daughter who was away at college.