a possible one

listen to the pronunciation of a possible one
English - Turkish

Definition of a possible one in English Turkish dictionary

possible
olabilir

Onun için mümkün olabilir fakat ben testi asla geçemezdim. - For him it may be possible, but I'd never pass the test.

Bu nasıl mümkün olabilir? - How is this possible?

possible
mümkün

The Network'ün kasım meselesinde görünen raporunun 70 kopyasını üretmek ve onları ajanlarımıza dağıtmak mümkün mü? - Is it possible to reproduce 70 copies of your report which appeared in the November issue of The Network and distribute them to our agents?

Onun yalan söylüyor olması mümkündür. - It is possible that he is telling a lie.

possible
olanaklı

Herkesi memnun etmek olanaklı değildir. - It's not possible to please everyone.

Böyle yüksek bir hızda yolculuk etmek olanaklı mı? - Is it possible to travel at such a high speed?

possible
muhtemel

Onun, o çocukken buraya gelmiş olması muhtemel. - It is possible that he came here when he was a child.

Jack'ın dışında muhtemelen hepimiz kötü yüzücüyüz. - We are all poor swimmers with the possible exception of Jack.

possible
olası

Bu mümkün, ama olası değildir. - It's possible, but not probable.

Almanya olası bir açlıkla yüz yüze kaldı. - Germany faced possible starvation.

possible
olurlu
a one
birinci kalite
possible
akla yatkın
possible
rekor [spor.]
possible
(sıfat) olası, mümkün, olanaklı, akla uygun, makul
possible
muhtemel/mümkün
possible
{s} makul

Diğer makul açıklamanın olmadığını anlıyorum. - I see no other possible explanation.

Bunun tek bir makul açıklaması var. - There's only one possible explanation.

possible
mümkündür ki
possible
ihtimal

Bu mümkün ama son derece düşük ihtimal. - That's possible but highly unlikely.

possible
{s} mümkün, olabilir, imkân dahilinde
possible
(Askeri) MUHTEMEL: Beyanı etkileyecek bazı emarelerin mevcut bulunduğu koşullar altında yapılmış bir beyanı nitelemekte kullanılan bir terim. Bu emare, ifadeyi garanti etmek için yeterlidir, ancak doğru olarak varsaymak için yeterli değildir. Ayrıca bakınız: "probable"
possible
possiblybelki
possible
imkân

Çocuğun nehri yüzerek geçmesi imkansızdı. - It wasn't possible for the boy to swim across the river.

O imkansız. Seninle aynı fikirde olmamalıyım. Bu çok mümkün. - That's impossible. I must disagree with you. It's very much possible.

possible
mümkün olan şey
English - English
possible
a possible one

    Hyphenation

    a pos·si·ble one

    Turkish pronunciation

    ı päsıbıl hwʌn

    Pronunciation

    /ə ˈpäsəbəl ˈhwən/ /ə ˈpɑːsəbəl ˈhwʌn/
Favorites