English - Turkish
Definition of a piece of the above used for polishing in English Turkish dictionary
- leather
- (Mühendislik) deri
O, deri eşyalar alır ve satar.
-He buys and sells leather goods.
Dükkân deri ürünler getirdi.
-The shop carried leather goods.
- leather
- {i} meşin
- leather
- deriden yapılmış şey
- leather
- deriden yapılmış
Tom deriden yapılmış bir şey satın almayı reddediyor.
-Tom refuses to buy anything made of leather.
Onlar kaba kahverengi deriden yapılmış.
-They were made of rough brown leather.
- leather
- deriye ait
- leather
- tabaklanmış deri
- a piece of
- bir parça
Bir parça kek tattım ve o lezzetliydi.
-I tried a piece of cake and it was delicious.
Bana bir parça bilgi getirdi.
-He brought me a piece of information.
- leather
- pantozot
- leather
- {f} kayışla dövmek
- leather
- argo kamçı veya kayışla dövmek
- leather
- {i} kösele
- leather
- (isim) deri, meşin, kösele, futbol topu
- leather
- leatherback yumuşak kabuklu iri bir deniz kaplumbağası
- leather
- {f} kamçılamak
- leather
- {f} kösele ile kaplamak
- leather
- leatherette cilt bezi
Related Terms
English - English
Definition of a piece of the above used for polishing in English English dictionary
- leather
a piece of the above used for polishing
Hyphenation
a piece of the a·bove used for polishingTurkish pronunciation
ı pis ıv dhi ıbʌv yuzd fôr pälîşîngPronunciation
/ə ˈpēs əv ᴛʜē əˈbəv ˈyo͞ozd ˈfôr ˈpäləsʜəɴɢ/ /ə ˈpiːs əv ðiː əˈbʌv ˈjuːzd ˈfɔːr ˈpɑːlɪʃɪŋ/
Resimler
History
Favorites