English - Turkish
Definition of a person who participates in or is skilled at some game in English Turkish dictionary
- participant
- katılımcı
Fotoğraf bir grup kongre katılımcılarını gösteriyor.
-The photo shows a group of the congress participants.
İsrail'deki Kim milyoner olmak ister yarışmasında şimdiye kadar yalnızca bir katılımcı bir milyon İsrail Şekeli kazanabildi.
-So far there has been only one participant who won one million Israeli Shekels in Who Wants to Be a Millionaire in Israel.
- player
- {i} oyuncu
Ben, iyi bir tenis oyuncusu olduğunu duyuyorum.
-I hear that you are a good tennis player.
O, takımdaki herhangi bir oyuncudan daha iyidir.
-He is better than any other player in the team.
- participant
- katılan
- participant
- paylaşan
- participant
- (Kanun) iştirak eden
- participant
- (Askeri) müdavim
- participant
- iştirakçı
- participant
- katılan kişi
- participant
- iştirakçi
- participant
- pay sahibi olan
- participant
- katılan kimse
- participant
- {i} katkıda bulunan kimse
- participant
- {i} pay sahibi
- player
- çalıcı/oyuncu
Related Terms
English - English
Definition of a person who participates in or is skilled at some game in English English dictionary
- player
- participant
a person who participates in or is skilled at some game
Hyphenation
a per·son who participates in or I·s skilled at some gameTurkish pronunciation
ı pırsın hu pärtîsıpeyts în ır îz skîld ät sʌm geymPronunciation
/ə ˈpərsən ˈho͞o pärˈtəsəˌpāts ən ər əz ˈskəld ˈat ˈsəm ˈgām/ /ə ˈpɜrsən ˈhuː pɑːrˈtɪsəˌpeɪts ɪn ɜr ɪz ˈskɪld ˈæt ˈsʌm ˈɡeɪm/
Resimler
History
Favorites