English - Turkish
Definition of a person who is forced to work for another, especially without pay in English Turkish dictionary
- slave
- {f} köle gibi çalışmak
- slave
- {i} köle
O, kölelerinin özgürlüğünü garantiledi.
-He guaranteed his slaves' freedom.
Lincoln bütün kölelerin serbest bırakılmasını kabul etti.
-Lincoln agreed that all slaves should be freed.
- slave
- {i} esir
- slave
- abd
ABD'nin her yerinde köleliği yasaklamak istediler.
-They wanted to ban slavery everywhere in the United States.
Kölelik, Abd'de 1865 yılına kadar kaldırılmadı.
-Slavery was not abolished in the U.S. until 1865.
- slave
- (Bilgisayar) bağımlı
- slave
- slave labor esir işi
- slave
- slave driver köle gibi adam çalıştıran kimse
- slave
- bende
- slave
- köle gibi çalışan kimse
- slave
- esir etmek
- slave
- (fiil) köle gibi çalışmak, eşek gibi çalışmak, didinmek
- slave
- cariye
- slave
- zoraki yaptırılan iş
- slave
- (isim) esir, köle, kul
- slave
- köle,v.esir et: n.esir
- slave
- {f} didinmek
- slave
- köle yapmak
Related Terms
English - English
Definition of a person who is forced to work for another, especially without pay in English English dictionary
- slave
a person who is forced to work for another, especially without pay
Hyphenation
a per·son who I·s forced to work for another, es·pe·cial·ly with·out payPronunciation
Resimler
Favorites