English - Turkish
Definition of a person who belongs to another person in English Turkish dictionary
- slave
- {f} köle gibi çalışmak
- slave
- {i} köle
O, kölelerinin özgürlüğünü garantiledi.
-He guaranteed his slaves' freedom.
Kölelik, insanlık dışı bir suçtur.
-Slavery is a crime against humanity.
- slave
- {i} esir
- slave
- abd
ABD'nin her yerinde köleliği yasaklamak istediler.
-They wanted to ban slavery everywhere in the United States.
Lincoln ABD'de köleliğin kaldırılması için yola çıktı.
-Lincoln set out to abolish slavery in the United States.
- slave
- (Bilgisayar) bağımlı
- slave
- slave labor esir işi
- slave
- slave driver köle gibi adam çalıştıran kimse
- slave
- bende
- slave
- köle gibi çalışan kimse
- slave
- esir etmek
- slave
- (fiil) köle gibi çalışmak, eşek gibi çalışmak, didinmek
- slave
- cariye
- slave
- zoraki yaptırılan iş
- slave
- (isim) esir, köle, kul
- slave
- köle,v.esir et: n.esir
- slave
- {f} didinmek
- slave
- köle yapmak
Related Terms
English - English
Definition of a person who belongs to another person in English English dictionary
- slave
a person who belongs to another person
Hyphenation
a per·son who belongs to an·oth·er per·sonTurkish pronunciation
ı pırsın hu bîlôngz tı ınʌdhır pırsınPronunciation
/ə ˈpərsən ˈho͞o bəˈlôɴɢz tə əˈnəᴛʜər ˈpərsən/ /ə ˈpɜrsən ˈhuː bɪˈlɔːŋz tə əˈnʌðɜr ˈpɜrsən/
Resimler
Favorites