Tom üç kez yıldırım tarafından çarpıldı.
 - Tom has been struck by lightning three times.
Dört çarpı beş yirmidir.
 - Four times five is twenty.
Sanırım hoşça kal dememin zamanıdır.
 - I think it's time for me to say goodbye.
O zaman Japonya'da hiç demir yolu yoktu.
 - There were no railroads at that time in Japan.
Bu kitabı tercüme etmek için ne kadar süreye ihtiyacı var?
 - How much time does she need to translate this book?
Bir süredir onunla ilgili bir şey görmedim.
 - I haven't seen anything of him for some time.
Diaoyu adaları çok eski çağlardan beri Çin toprağı olmuştur.
 - The Diaoyu Islands have been Chinese territory since ancient times.
Beni ilk adımla çağırmanı senden kaç kez istemek zorundayım?
 - How many times do I have to ask you to call me by my first name?
O, yarın bu vakitte Londra'da olacak.
 - He will be in London at this time tomorrow.
Facebook'taki arkadaşlarının resimlerine bakmak vakit kaybıdır.
 - Looking at your Facebook friends' photos is a waste of time.
Bir zaman makinen olduğunu hayal et.
 - Imagine that you had a time machine.
Zamanın ölçüsü nedir?
 - What are the measures of time?
In my time, we respected our elders.