English - Turkish
Definition of a manner of living that reflects the person's values and attitudes in English Turkish dictionary
- lifestyle
- yaşam tarzı
Yaşam tarzını değiştirmesi gerektiğini düşünüyorum.
-I think he needs to alter his lifestyle.
Yaşam tarzınıza dikkatle bir göz atın.
-Take a fresh look at your lifestyle.
- lifestyle
- yaşam biçimi
Leyla kırsal yaşam biçimini seviyordu.
-Layla loved the country lifestyle.
Çoğu roman ve gösteriler, tarımsal yaşam biçimini romantikleştirir.
-Many novels and shows romanticize the agrarian lifestyle.
- lifestyle
- yaşam stili
- life style
- yaşam stili
- modus vivendi
- (Askeri) geçici antlaşma
- modus vivendi
- (Latin) muvakkat anlaşma
- modus vivendi
- yaşam biçimi
- modus vivendi
- yaşam tarzı
- life style
- yaşam biçimi
- modus vivendi
- geçici anlaşma
- modus vivendi
- yaşayış tarzı
- life style
- yaşam tarzı
Bu yaşam tarzına alışkınım.
-I am accustoming to this life style.
Onların geleneksel yaşam tarzı artık yok.
-Their traditional life style no longer exists.
- lifestyle
- i., k.dili. yaşam biçimi
- lifestyle
- yaşam tarz
Kişinin yaşam tarzı, büyük ölçüde para ile belirlenir.
-One's lifestyle is largely determined by money.
O sağlıklı bir yaşam tarzına sahiptir.
-She has a healthy lifestyle.
Related Terms
English - English
Definition of a manner of living that reflects the person's values and attitudes in English English dictionary
- modus vivendi
- lifestyle
- life style
a manner of living that reflects the person's values and attitudes
Hyphenation
a man·ner of li·ving that reflects the person's values and attitudesTurkish pronunciation
ı mänır ıv lîvîng dhıt rîfleks dhi pırsınz välyuz ınd ätıtudzPronunciation
/ə ˈmanər əv ˈləvəɴɢ ᴛʜət rəˈfleks ᴛʜē ˈpərsənz ˈvalyo͞oz ənd ˈatəˌto͞odz/ /ə ˈmænɜr əv ˈlɪvɪŋ ðət rɪˈflɛks ðiː ˈpɜrsənz ˈvæljuːz ənd ˈætəˌtuːdz/
Resimler
Favorites