English - Turkish
Definition of a large open space to play on, usually for children in English Turkish dictionary
- playground
- çocukların oyun alanı
- playground
- oyun sahası
- playground
- Oyun alanı
- playground
- Arka bahçe (mecazi anlamda)
- playground
- {i} okul bahçesi
Tom okul bahçesinde bayıldı.
-Tom fainted on the school playground.
Yağmur, çocukların okul bahçesinde beyzbol oynamalarına engel oldu.
-The rain prevented the boys from playing baseball on the playground.
- playground
- {i} (ilköğretim okulunda) bahçe, oyun alanı
- playground
- oyun alan
Otobüs bileti, çanta, çocuk oyun alanı bileşik isimlere örnektir.
-Bus ticket, handbag, and children's playground are examples of compound nouns.
Eğer bazı yeni oyun alanı ekipmanı alabilirsek güzel olur.
-It would be nice if we could get some new playground equipment.
Related Terms
English - English
Definition of a large open space to play on, usually for children in English English dictionary
- playground
a large open space to play on, usually for children
Hyphenation
a large o·pen space to play on, u·su·al·ly for chil·drenPronunciation
Resimler
Favorites