English - Turkish
Definition of a front, or a boundary between opposing positions in English Turkish dictionary
- front line
- ön çizgi
- front line
- Bir konuda, alanda, işte en önemli, en ileri yer
- frontline
- (Finans) on cephe
- front line
- ask. cephe, cephe hattı, ileri hat
- front line
- cephe
Birlikler cephe hatlarından çekildiler.
-The troops were retired from the front lines.
- front line
- (Askeri) İLERİ HAT, CEPHE HATTI: Herhangi bir taktik durumda en çok ilerleyen birliklerin teşkil ettiği hat. Buna (line of battle) ve kısaca (line) da denir
- front line
- cephe hattı
- front line
- (Askeri) Cephe hattı, ileri hat
- frontline
- eğimli yüksek tavanlı
Related Terms
English - English
Definition of a front, or a boundary between opposing positions in English English dictionary
- frontline
- front line
a front, or a boundary between opposing positions
Hyphenation
a front, or a boun·da·ry be·tween opposing positionsPronunciation
Resimler
History
Favorites