English - Turkish
Definition of a dissolute man in fashionable society in English Turkish dictionary
- blood
- {i} kan
Nihayet, onlar kanla özgürlüğü satın aldı.
-At last, they purchased freedom with blood.
Sen bir kan verici olamazsın.
-You cannot be a blood donor.
- blood
- dem
- blood
- akrabalık
- blood
- kan bağı
Kan bağışı için acil bir ihtiyaç var.
-There is an urgent need for blood donations.
Bugün kan bağışlamaya gittim.
-I went to donate blood today.
- blood
- huy
- blood
- {i} soy
- blood
- kan cisimciği
- blood
- kan rabıtası
- blood
- {i} yapı
Tom'a kan nakli yapıldı.
-Tom was given a blood transfusion.
- blood
- nesep soy
- blood
- (Tıp) Kan, sanguis
- blood
- blood blister kan oturması
- blood
- blood count kan sayımı
- blood
- blood bank kan bankası
- blood
- kan dökme
Sadece herhangi bir kan dökme olmasını istemiyorum.
-I just don't want there to be any bloodshed.
Daha fazla kan dökmek istemedim.
-I didn't expect more bloodshed.
- blood
- bitkilerin suyu
Related Terms
English - English
Definition of a dissolute man in fashionable society in English English dictionary
- blood
- rake
- profligate
- rip
a dissolute man in fashionable society
Hyphenation
a dis·so·lute man in fash·ion·a·ble so·ci·e·tyPronunciation
Resimler
History
Favorites