Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

a difficult but successful return

listen to the pronunciation of a difficult but successful return
English - Turkish

Definition of a difficult but successful return in English Turkish dictionary

get
(fiil) almak, edinmek, elde etmek, ele geçirmek; satın almak; getirmek, götürmek; varmak, gelmek; kazanmak; yapmak; idrak etmek; yaptırmak, ettirmek, etmek; kavramak, anlamak; başına gelmek; olmak; başlamak; canına okumak; öldürmek; açığını bulmak, yalanını çıkarmak
get
sızmak
get
çanına ot tıkamak
get
hızlanmak
get
{f} gelmek

Tom buraya erken gelmek isteyen kişidir. - Tom is the one who wanted to get here early.

Bill ve John konuşmak için ayda bir kez bir araya gelmekten hoşlanıyorlar. - Bill and John like to get together once a month to talk.

get
gebe
get
mat etmek
get
yemek

Çok azla yemek yersen şişmanlarsın. - If you eat too much, you will get fat.

Yalnız yemek yemeye alışıyorum. - I'm getting used to eating alone.

get
ulaşmak

Araba ile oraya ulaşmak benim bir buçuk saatimi aldı. - It took me an hour and a half to get there by car.

Tom çatıya ulaşmak için merdivene tırmandı. - Tom climbed up a ladder to get to the roof.

get
çıkarmak

Tom'u buradan çıkarmak zorundayız. - We've got to get Tom out of here.

Tom yedek lastiği çıkarmak için bagajı açtı. - Tom opened the trunk to get the spare tire.

get
varmak

Ofisime varmak yaklaşık on beş dakika alır. - It takes about 15 minutes to get to my office.

Oraya varmak ne kadar sürer? - How long will it take to get there?

get
hazırlamak

Annem akşam yemeğini hazırlamakla meşguldü. - Mother was busy getting ready for dinner.

Bayan West kahvaltı hazırlamakla meşgul. - Mrs. West is busy getting breakfast ready.

get
gidip almak
get
{f} yaptır+e
get
bulmak

Bazı insanlar iş bulmak için sahte isimler kullanmak zorunda kaldı. - Some people had to use false names to get work.

İstikrarlı bir iş bulmak zorundasın. - You've got to get a steady job.

get
{f} başlamak

İlerlemenin sırrı başlamaktır. - The secret of getting ahead is getting started.

Şimdi sakıncası yoksa başlamak istiyorum. - Now if you don't mind, I'd like to get started.

get
{f} açığını bulmak
get
{f} canına okumak
English - English
get
a difficult but successful return

    Hyphenation

    a dif·fi·cult but suc·cess·ful re·turn

    Turkish pronunciation

    ı dîfıkılt bʌt sıksesfıl ritırn

    Pronunciation

    /ə ˈdəfəkəlt ˈbət səkˈsesfəl rēˈtərn/ /ə ˈdɪfəkəlt ˈbʌt səkˈsɛsfəl riːˈtɜrn/
Favorites