Definition of a dead body in English Turkish dictionary
- corpse
- ceset
Bir Belçika mezarlığındaki korkunç helikopter kazası, kurtarıcılar şimdiden 500'den fazla ceset çıkardılar.
-Horrible helicopter accident in a Belgian cemetery, the rescuers have already salvaged more than 500 corpses.
O, hayvan cesetlerini parçalayarak incelemek ve geceleri sokaklarda insanları gizlice takip etmek gibi korkunç aktivitelerle uğraşmaktan hoşlanır.
-He enjoys engaging in macabre activities such as dissecting animal corpses and stalking people on the street at night.
- dead body
- ceset
Polis bu sabah nehirden bir ceset çıkardı.
-The police fished a dead body out of the river this morning.
Polisler park yakınında terkedilmiş bir arabada bir ceset buldu.
-The police found a dead body in an abandoned car near the park.
- offal
- {i} kasaplık hayvanların yenilmeyen kısımları
- corpse
- morto
- corpse
- naaş
- corpse
- ölü
Bu şey bir ayı değil. O ölü bir ayı.
-This thing is not a bear. It is the corpse of a bear.
- dead body
- kadavra
- offal
- sakatat
- offal
- artık
- offal
- çerçöp
- offal
- süprüntü
- corpse
- {i} kadavra
- dead body
- geberik
- offal
- çöp/sakatat
- offal
- {i} hayvanın yenmeyen parçaları
- offal
- {i} İng. sakatat
- offal
- hayvanın yenemeyen fakat başka işte kullanılan veya atılan kısımları
Related Terms
Hyphenation
a dead bo·dyTurkish pronunciation
ı ded bädiPronunciation
Resimler
Videos
... ( lisping ) DEAD BODY OUT OF HERE ...