English - Turkish
Definition of a covering for a person or thing; as, a nun's veil; a paten veil; an altar veil in English Turkish dictionary
- veil
- {f} peçe ile örtmek
- veil
- {i} peçe
Bir peçe takıyor olurdum.
-I'll be wearing a veil.
O yüzünü bir peçenin arkasına sakladı.
-She hid her face behind a veil.
- veil
- {i} duvak
- veil
- (Arılık) arıcı maskesi
- veil
- {i} örtü
Bu gelin yüzünü bir peçe ile örtüyor.
-This bride is covering her face with a veil.
Elitizm in eleştirisi çoğunlukla anti-entellektüelciliğin örtülü bir biçimidir.
-Criticism of elitism is often a veiled form of anti-intellectualism.
- veil
- gizlemek
O, yaralarını gizlemek için bir peçe takar.
-She wears a veil to hide her wounds.
- veil
- maske
- veil
- saklamak
- veil
- {f} örterek sakla
- veil
- (Tıp) Amnion kesesinin çocuğun yüzünü örten kısmı
- veil
- {i} perde [fot.]
- veil
- (Tıp) Yumuşak damak
- veil
- perde maske
- veil
- {i} yaşmak
- veil
- (fiil) peçe takmak, peçe ile örtmek, gizlemek, maskelemek
- veil
- {f} maskelemek
- veil
- {i} örtü, perde: a veil of dust toz perdesi. behind a veil of secrecy bir gizlilik
Related Terms
English - English
Definition of a covering for a person or thing; as, a nun's veil; a paten veil; an altar veil in English English dictionary
- veil
a covering for a person or thing; as, a nun's veil; a paten veil; an altar veil
Hyphenation
a co·ver·ing for a per·son or thing; as, a nun's veil; a pat·en veil; an al·tar veilPronunciation
Resimler
Favorites