O, kesinlikle cesaretsiz değildir.
- He is certainly not without courage.
Başbakan Koizumi kesinlikle soğukkanlı bir insan değildir.
- Prime Minister Koizumi is certainly not a cold-blooded man.
Üçüncü yıldız belirli bir krala ait oldu.
- The third star belonged to a certain king.
Uygun şekilde kullanılırsa, belirli zehirler yararlı olacaktır.
- Properly used, certain poisons will prove beneficial.
Bizim sınıfta belli bir çocuktan etkileniyorum.
- I am attracted to a certain boy in my class.
Tom takdir edeceğin belli niteliklere sahip.
- Tom has certain qualities you'll appreciate.
Ben herhangi bir hata yapmadığımdan oldukça eminim.
- I'm pretty certain I haven't made any mistakes.
Tom kesinlikle takımındaki herhangi biri kadar çok çalışıyor.
- Tom certainly works as hard as anyone else on his team.
15 Mart'a kadar laboratuvar ekipmanını teslim edebileceğimden eminim.
- I'm certain we can deliver the laboratory equipment by March 15th.
Tom kesinlikle kendinden emin görünüyor.
- Tom certainly sounds confident.
Konserin saat kaçta başladığını Tom'un bildiğinden emin olmak zorundayım.
- I have to make certain Tom knows what time the concert starts.
Tom'un onu yapmayacağından emin olmak bizim işimiz.
- It's our job to make certain Tom doesn't do that.
O, oyunu mutlaka kazanacak.
- He is certain to win the game.
İstasyonda güvenilir bir beyefendiyle karşılaştım.
- I met a certain gentleman at the station.
Niyetlerinizin güvenilir olduğuna eminim.
- I'm certain that your intentions are honorable.
Sami, Leyla'nın ölümü için kimin sorumlu olduğunu bildiğinden emindi.
- Sami was certain he knew who was responsible for Layla's death.
Bu maçı kimin kazanacağı hala belli değil.
- It's still not certain who's going to win this match.
Sadece üç saat uyuduysan, kesinlikle sınavda iyi yapmayacaksın.
- If you’ve only slept for three hours, you certainly won’t do well in the exam.
Kesinlikle,kart oynamayı severim.
- Certainly, I like playing cards.
Bazı gıdaların fiyatları haftadan haftaya değişmektedir.
- The prices of certain foods vary from week to week.
Tom'un kesinlikle bazı oldukça eski-moda fikirleri var.
- Tom certainly has some pretty old-fashioned ideas.
Muayyen dillere çevirisi anlamsız olan cümleler vardır ve bu yüzden, sakınılması gerekir.
- There are sentences whose translation into certain languages is senseless and, therefore, should be avoided.
Certain people are good at playing (contract) bridge.
I certainly didn't plan doing on that.
- I certainly didn't plan to do that.
It's certainly feasible.
- It is certainly feasible.
... In order to be secure, you need to be certain about what software is running on your computer. ...
... don't want to laugh, because I'm quite certain that ...