English - Turkish
Definition of a cart, a chariot, a constellation in English Turkish dictionary
- car
- {i} vagon
Tren on beş vagondan oluşuyor.
-The train is made up of fifteen cars.
Onlar vagonları sürdü ve malzemeleri taşıdı.
-They drove wagons and carried supplies.
- car
- {i} otomobil
O, bir Japon otomobiline sahiptir.
-He has a Japanese car.
Elektrikli otomobillerin performansı arttı.
-The performance of electric cars has improved.
- car
- {i} yolcu bölümü (balon veya zeplin)
- car
- {i} kabin
Onlar tren kabininden navlun çıkarıyorlar.
-They're taking the freight out of the train car.
- car
- yolcu taşımaya mahsus kısım
- car
- car barn taşıt deposu
- car
- vagon/araba
- car
- araba
Ailenizin bir Japon arabasına sahip olduğuna şaşırdım.
-I am surprised that your family has a Japanese car.
Dün gece arabam çalındı.
-I had my car stolen last night.
- car
- içinde canlı deniz hayvanları muhafaza edilen delikli kutu veya sandık
Related Terms
English - English
Definition of a cart, a chariot, a constellation in English English dictionary
- {n} car
a cart, a chariot, a constellation
Hyphenation
a cart, a chariot, a con·stel·la·tionPronunciation
Resimler
Favorites