English - Turkish
Definition of 8r l 1 v to advise, give counsel, to persuade in English Turkish dictionary
- red
- kırmızı
Elmalar kırmızı veya yeşildir.
-Apples are red or green.
Neden bankı kırmızıya boyadın?
-Why did you paint the bank red?
- red
- {s} kırmızı (renk)
- red
- değersiz
- red
- (cilt) pembe
- red
- komünist
- red
- {s} gen. b.h. kızıl, komünist
- red
- {s} kırmızı, kızıl, al
- red
- {i} borç
Bizim aile bütçesi borçludur.
-Our family budget is in the red.
Şirketimizin geleceği tehlikede. Son birkaç yıldır aşırı derecede borçluyuz.
-The future of our company is at stake. We have been heavily in the red for the last couple of years.
- red
- {s} kızıl saçlı
Hiç kızıl saçlı birini tanıyor musun?
-Do you know any redheads?
John kızıl saçlı bir kadını öptü.
-John kissed any woman with red hair.
- red
- {i} kızılderili
- red
- {s} solcu
- red
- kırmızı boya
Bu kan değil. Sadece kırmızı boya.
-This isn't blood. It's just red paint.
O saçını kırmızı boyadı.
-She dyed her hair red.
- red
- komunist
- red
- red admiral kırmızı renkli güzel bir kelebek
- red
- (sıfat) rus, kırmızı, kırmızı (renk), kızarmış, al, kızıl, komünist, solcu, kızgın, kızıl saçlı, kızıl tüylü, kızılderili
- red
- anarşist
- red
- {i} borçlu bakiye
- red
- (isim) kırmızı, kızıl, kızılderili, borç, borçlu bakiye
Related Terms
English - English
Definition of 8r l 1 v to advise, give counsel, to persuade in English English dictionary
- red
8r l 1 v to advise, give counsel, to persuade
Hyphenation
8r l 1 v to advise, give counsel, to per·suadePronunciation
Resimler
Favorites