Turkish - English
Definition of -i kuşatmak in Turkish English dictionary
- -i kuşatmak
- lay siege to
- kuşatmak
- blockade
- kuşatmak
- enclose
- kuşatmak
- besiege
- kuşatmak
- surround
- siper ile kuşatmak
- entrench
- genellikle denizden kuşatmak
- usually surrounded by sea to
- arkadan kuşatmak
- take in reverse
- giydirip kuşatmak
- prank up
- giydirip kuşatmak
- prank out
- giydirip kuşatmak
- fig out
- giydirip kuşatmak
- dress
- giydirip kuşatmak
- to doll sb up, to array
- giydirip kuşatmak
- prink
- giydirip kuşatmak
- prank
- kale hendeği ile kuşatmak
- moat
- kuşatmak
- hem about
- kuşatmak
- encompass
- kuşatmak
- equip
- kuşatmak
- girth
- kuşatmak
- beleaguer
- kuşatmak
- environ
- kuşatmak
- gird
- kuşatmak
- bottle up
- kuşatmak
- hedge in
- kuşatmak
- beset
- kuşatmak
- envelop
- kuşatmak
- encircle
- kuşatmak
- to surround; to besiege
- kuşatmak
- circle
- kuşatmak
- engirdle
- kuşatmak
- hedge round
- kuşatmak
- embosom
- kuşatmak
- girt
- kuşatmak
- compass
- kuşatmak
- hem around
- kuşatmak
- cincture
- kuşatmak
- to gird (someone) with (a sword); to wrap (a belt or sash) around (someone's waist)
- kuşatmak
- begird
- kuşatmak
- girdle
- kuşatmak
- engird
- kuşatmak
- to surround, to enclose, to encircle, to close in (on sb/sth); to besiege
- siperlerle kuşatmak
- entrench
- siperlerle kuşatmak
- intrench
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of -i kuşatmak in Turkish Turkish dictionary
- kuşatmak
- Çevresini sarmak, çevrelemek, çevirmek, ablukaya almak, ihata etmek, muhasara etmek
- kuşatmak
- Çevresini sarmak, çevrelemek, çevirmek, ablukaya almak, ihata etmek, muhasara etmek: "Denize bakan yönü ile yan sınırlarını rüzgârı kesen sık kargılıklar kuşatıyordu."- N. Cumalı. Çevrelemek, çokça bulunmak
- kuşatmak
- Çevrelemek, çokça bulunmak
- kuşatmak
- Bele sarılıp bağlanan şeyleri başkasının beline bağlamak
- kuşatmak
- Kaplamak
Related Terms
-i kuşatmak
Hyphenation
i ku-şat-makPronunciation
Resimler
History
Favorites