Bir zeytin dalı uzatmak bir füze fırlatmaktan daha iyi.
 - Better to extend an olive branch than launch a missile.
Torpidoları fırlatmak için hazırlanın.
 - Prepare to launch torpedoes.
Onlar bir dizi büyük ekonomik programlar başlattı.
 - They launched a series of major economic programs.
Koministler büyük bir askeri kampanya başlattı.
 - The Communists launched a major military campaign.
Fırlatma başarılı oldu. Biz şimdi güneş sistemini terk ediyoruz.
 - The launch was successful. We're now leaving the solar system.
Uydu fırlatma canlı olarak yayınlandı.
 - The satellite launch was broadcast live.
Bir zeytin dalı uzatmak bir füze fırlatmaktan daha iyi.
 - Better to extend an olive branch than launch a missile.
Yapay uydu yörüngesine fırlatıldı.
 - The artificial satellite was launched into the orbit.