Definition of (-e) girmek in Turkish English dictionary
- (-e) girmek
 -  (Bilgisayar) log in
 - (-e) girmek
 -  (Elektrik, Elektronik) log into
 - (-e) girmek
 -  (Bilgisayar) log on to
 - (-e) girmek
 -  (Bilgisayar) log on
 - izinsiz girmek
 - intrude 
I didn't mean to intrude.
 - Ben izinsiz girmek istemedim.
We didn't mean to intrude.
 - Biz izinsiz girmek istemedik.
 - içeri girmek
 - enter 
 - zorla girmek
 - break into 
The thief used a screwdriver to break into the car.
 - Hırsız arabaya zorla girmek için bir tornavida kullandı.
The police were forced to break into the apartment through the window.
 - Polis daireye pencereden zorla girmek için zorlandı.
 - araya girmek
 - intervene 
 - içine girmek
 - penetrate 
 - kuyruğa girmek
 - queue 
 - cinsel ilişkiye girmek
 - shag 
 - sıraya girmek
 - line up 
 - cinsel ilişkiye girmek
 - have sex 
 - halden hale girmek
 -  (Ev ile ilgili) Move between different states of being; shift from a state of being to another
 - araya girmek
 - intercede 
 - araya girmek
 - come between 
 - araya girmek
 - 1. to work to reconcile two people. 2. (for something unexpected) to interfere suddenly with the work in hand 
 - birbirine girmek
 - snarl 
 - denize girmek
 - to go swimming, to have a swim 
 - devreye girmek
 - step in 
 - girmek
 - get in 
The burglars forced the lock to get into the apartment.
 - Hırsızlar daireye girmek için kilidi zorladılar.
I'd like to get into journalism in the future.
 - Gelecekte gazetecilik işine girmek istiyorum.
 - girmek
 - come in 
Don't you want to come inside?
 - İçeri girmek istemez misiniz?
Please make an appointment to come in and discuss this further.
 - İçeriye girmek ve bunu daha fazla görüşmek için bir randevu al lütfen.
 - girmek
 - enter into 
The researchers use the portal to enter into a different part of the universe.
 - Araştırmacılar evrenin farklı bir bölümüne girmek için kapı kullanırlar.
 - günaha girmek
 - stumble 
 - havuza girmek
 - to go into dry dock 
 - içeri girmek
 - come in 
Don't you want to come inside?
 - İçeri girmek istemez misin?
Do you want to come in?
 - İçeri girmek ister misin?
 - tribe girmek
 - trip 
 - yoluna girmek
 - to come right 
 - zorla girmek
 - obtrude 
 - üniversite sınavına girmek
 - matriculate 
 - bahse girmek
 - lay 
 - cinsel ilişkiye girmek
 - hump 
 - (tren) istasyona girmek
 - pull in 
 - birbirine girmek
 -  (deyim) go at hammer and tongs
 - birbirine girmek
 -  (deyim) fight like kilkenny cats
 - birbirine girmek
 -  (deyim) get up against
 - birbirine girmek
 -  (deyim) fall out with
 - birbirine girmek
 -  (deyim) be at hammer and tongs
 - denize girmek
 - go swimming 
 - denize girmek
 - have a swim 
 - dereceye girmek
 - place (in a competition) 
 - dereceye girmek
 - rank (first/second etc) in 
 - dereceye girmek
 - be placed (in a competition) 
 - dereceye girmek
 - come out (in a competition) 
 - dereceye girmek
 - come in (in a competition) 
 - devreye girmek
 - become a part of an activity 
 - girmek
 - happen in 
 - girmek
 - penetrate 
 - girmek
 - get into 
 - girmek
 - start 
 - girmek
 - insert 
 - girmek
 -  (Politika, Siyaset) adhere
 - girmek
 - run into 
 - girmek
 - participate in 
 - girmek
 - fit 
 - girmek
 - queue 
 - girmek
 - break into 
 - girmek
 - cost too much 
 - girmek
 - join 
 - girmek
 - put 
 - girmek yasak
 - no trespassing 
 - gizlice girmek
 - penetrate 
 - gönüllü girmek
 - volunteer 
 - izinsiz girmek
 - trespass 
 - riske girmek
 -  (deyim) chance one's arm
 - riske girmek
 -  (Konuşma Dili) chance it
 - riske girmek
 -  (deyim) go out on a limb 
I don't want to go out on a limb.
 - Başkası için riske girmek istemiyorum.
 - riske girmek
 - take chances 
You've got to take chances.
 - Riske girmek zorundasın.
 - riske girmek
 - take a chance 
 - riske girmek
 - take chance 
You've got to take chances.
 - Riske girmek zorundasın.
 - riske girmek
 - stick one's neck out 
 - sidik yarışına girmek
 -  (deyim) keep up with the joneses
 - sınava girmek
 - to take an exam, to sit for an exam 
 - tatile girmek (okul)
 - break up 
 - tribe girmek
 - be peeved 
 - veri girmek
 - enter data 
 - veri girmek
 -  (Bilgisayar) key in
 - veri girmek
 -  (Bilgisayar) input data
 - zorla girmek
 - intrude 
 - zorla içeri girmek
 - break into 
 - girmek
 - walk into 
 - kanına girmek
 - seduce 
 - çıkmaza girmek
 - be at bay 
 - girmek
 - go into 
Do you think it's safe to go into this cave?
 - Sence bu mağaraya girmek güvenli mi?
Tom wanted to go into politics.
 - Tom siyasete girmek istedi.
 - aklına girmek
 - To enter the mind 
 - bahse girmek
 - go 
 - bahse girmek
 - bet 
How much do you want to bet?
 - Bahse girmek için ne kadar istiyorsun?
Do you want to bet on that?
 - Bunun üzerine bahse girmek ister misin?
 - başı belaya girmek
 -  (deyim) Run into trouble
 - bilgisayara veri girmek
 - enter data into the computer 
 - bilgisayara veri girmek
 - input data into the computer 
 - devreye girmek
 - (for a machine) to be put into use 
 - devreye girmek
 - Step in, enter into an activity or a situation, intervene 
 - girmek
 - step in 
 - girmek
 - walk in 
 - girmek
 - go in 
I always wanted to go into show business.
 - Her zaman gösteri işine girmek istedim.
Do you think it's safe to go into this cave?
 - Sence bu mağaraya girmek güvenli mi?
 - havaya girmek
 - Attitudinize 
 - ilişkiye girmek
 - Copulate, have intercourse with, sleep with, couple, fuck 
 - iç içe girmek
 - to enter the nest 
 - kavgaya girmek
 - to enter into a fight 
 - yadırganacak bir duruma girmek
 - to be entered into a strange situation