Definition of şirket in Turkish English dictionary
-  (Hukuk) company 
He began to work for that company last year.
 - O, geçen yıl o şirket için çalışmaya başladı.
Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
 - Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
 - firm 
International Business Machines Corporation, based in Armonk, New York, is the world's largest computer firm.
 - Armonk, New York'ta bulunan IBM Şirketi dünyanın en büyük bilgisayar firmasıdır.
She is closely associated with the firm.
 - Şirket ile yakından ilişkilidir.
 - law partnership, joint ownership 
 - concern 
 - company, firm, corporation; partnership ortaklık 
 - enterprise 
 - house 
This drink is on the house.
 - Bu içki şirkettendir.
We hired a company to get rid of the insects under our house.
 - Evimizin altındaki böceklerden kurtulmak için bir şirket kiraladık.
 - corporation 
Other factors of importance, which make litigation of large corporations more difficult, are the size and complexity of their activities.
 - Büyük şirketleri dava etmeyi zorlaştıran diğer önemli etkenler de faaliyetlerinin boyutları ve karmaşıklığıdır.
The bureaucrats maintain solid ties with the gigantic corporations.
 - Bürokratlar dev şirketler ile sağlam bağları sürdürürler.
 - com. company, firm; corporation 
 - establishment 
This establishment attracts a clientele of both tourists and businessmen.
 - Bu şirket hem turistlerden hem de iş adamlarından müşteri çekiyor.
 -  (Ticaret) incorporation
 - Inc 
 -  (Ticaret) business 
Small business are often absorbed by a major company.
 - Küçük işletmeler genellikle büyük bir şirket tarafından sömürülürler.
He took charge of the family business after his father died.
 - Babasının ölümünden sonra aile şirketinin sorumluğunu üstüne aldı.
 - company name 
 - organization 
The small company was taken over by a large organization.
 - Küçük şirket, büyük bir organizasyon tarafından devralındı.
 - corporate 
Corporate bankruptcies continued at a high level last month.
 - Şirket iflasları geçen ay yüksek bir düzeyde devam etti.
Corporate earnings in the first quarter improved sharply.
 - Şirket kazançları ilk çeyrekte keskin şekilde gelişti.
 - operator 
 - business firm 
 - society 
 - partner 
I bought out my partner and now the company is mine.
 - Ortağımın yasal haklarını satın aldım ve artık şirket benim.
 - şirket sözleşmesi
 - articles 
 - şirket ana sözleşmesi
 -  (Kanun) Memorandum of association
 - şirket ortaği
 - corporate partners 
 - şirket sözleşmesi
 - Articles of association 
 - şirket doktoru
 - house physician 
 - şirket gazetesi
 - house organ 
 - şirket gezisi
 - company outing 
 - şirket hesabına
 - on the house 
 - şirket organı
 - house organ 
 - şirket yasası
 -  (Hukuk) company law
 - şirket yönetim kurulu üyesi
 -  (Ticaret) company director
 - şirket/bölüm
 -  (Bilgisayar) company/dept
 - bağlı şirket
 - affiliate 
 - anonim şirket
 -  (Ticaret) stock joint company
 - anonim şirket
 -  (Ticaret) shares company
 - anonim şirket
 -  (Ticaret) incorporate
 - anonim şirket
 -  (Ticaret) share company
 - anonim şirket
 -  (Ticaret) incorporated
 - anonim şirket
 -  (Ticaret) joint company
 - anonim şirket
 -  (Ticaret) company limited by shares
 - anonim şirket
 -  (Ticaret) incorporation
 - anonim şirket haline getirmek
 - incorporate 
 - holding şirket
 -  (Kanun) conglomerate
 - kolektif şirket
 - collective 
 - kollektif şirket
 -  (Ticaret) ordinary partnership
 - kollektif şirket
 -  (Ticaret) general partnership
 - limited (şirket)
 -  (Ticaret) limited
 - limited şirket
 -  (Kanun) company with limited liability
 - limitet şirket
 -  (Ticaret) incorporated company
 - tabi şirket
 -  (Ticaret) subsidiary company
 - yavru şirket
 -  (Ticaret) subsidiary
 - yavru şirket
 - filial 
 - şirket birleşmesi
 -  (Ticaret) merger
 - şirket kurmak
 -  (Ticaret) establish a company
 - şirketler
 - interfirm 
 - şirket içi
 - intercorporate 
 - anonim şirket
 - Joint stock company, joint stock corporation, incorporated company, stock corporation, stock company 
 - anonim şirket
 - Incorporated company (Co. Inc.) 
 - halka açık şirket
 - Public company 
 - Şirket içi
 - intra-firm 
 - şirket içi
 - on-premise 
 - şirketler
 - companys 
 - şirketler
 - companies 
Our trading companies do business all over the world.
 - Ticari şirketlerimiz bütün dünyada işlerini yaparlar.
Although the economy is weak, some companies are still making a profit.
 - Ekonomi zayıf olmasına rağmen, bazı şirketler hâlâ kazanç sağlıyor.
 - Londra'nın eski loncalarını temsil eden şirket
 - City company 
 - adi şirket
 - unincorporated company 
 - adi şirket
 - unincorporated association 
 - adi şirket
 -  (Hukuk) ordinary partnership
 - anonim şirket
 - stock company 
 - anonim şirket
 - joint-stock company 
 - anonim şirket
 -  (Hukuk) joint stock company
 - anonim şirket
 - stock corporation 
 - anonim şirket
 - incorporated company, joint stock company 
 - anonim şirket
 - joint stock corporation 
 - anonim şirket
 - incorporated company 
 - aynı holdinge bağlı şirket
 - daughter company 
 - ayrıcalıklı şirket
 - chartered company 
 - balon şirket
 -  (Kanun) bubble company
 - bayi şirket
 -  (Ticaret) branch company
 - bağlı şirket
 - affiliated company 
 - bağımsız şirket
 -  (Hukuk) independent entity
 - başka şirket hisselerine yatırım yapan şirket
 - mutual fund 
 - bengal'deki şirket temsilcisi
 - banian 
 - bilinmeyen şirket
 -  (Bilgisayar) company unknown
 - bir şirket yönetmek
 - run a company 
 - büyük ve güvenilir şirket
 -  (Ticaret) blue chip company
 - dolandırıcı şirket
 - bubble company 
 - ecnebi şirket
 -  (Ticaret) alien corporation
 - ferdi holding şirket
 -  (Ticaret) personal holding company
 - garanti ile sınırlı şirket
 -  (Ticaret) company limited by guarantee
 - hedef şirket
 - offeree company 
 - hedeflenen şirket
 - target company 
 - hisse senedi çıkaran şirket
 - issuer 
 - iflas etmek üzere şirket
 - lame duck 
 - kardeş şirket
 - daughter company 
 - kolektif ortaklık/şirket
 - unlimited company; general partnership 
 - kollektif şirket
 -  (Hukuk) unlimited company (general partnership)
 - kollektif şirket
 - unlimited company 
 - komandit şirket
 -  (Hukuk) commandite
 - komandit şirket
 - limited partnership 
 - kâr eden şirket
 -  (Hukuk) (firma) profit-making company (firm)
 - limited şirket
 - incorporated company 
 - limited şirket
 - limited company 
 - limited şirket
 -  (Hukuk) limited liability companies
 - limitet şirket
 - limited company, limited-liability company 
 - limitet şirket
 - limited company, limited liability company 
 - mali şirket
 -  (Ticaret) financial company
 - merkezi new york'ta olan şirket
 - a New York based company 
 - milli şirket
 -  (Ticaret) domestic corporation
 - nihai ana şirket
 - ultimate parent company 
 - paravan şirket
 - front 
 - paravan şirket
 - dishonest company, fly-by-night company, bubble company 
 - selef şirket
 -  (Ticaret) predecessor company
 - sermayesi bölünmüş şirket
 - joint stock company 
 - tabi şirket
 -  (Hukuk) subsidiary
 - tali şirket
 -  (Hukuk) subsidiary
 - tarife dışı şirket
 -  (Ticaret) nontariff company
 - tarife dışı şirket
 -  (Sigorta) non-tariff company
 - ticari şirket
 -  (Hukuk) trading companies
 - uluslar aşırı şirket
 -  (Hukuk) transnational corporation
 - yabancı şirket müdürü
 - (çin) taipan 
 - yerel şirket
 -  (Ticaret) local corporation
 - yerli şirket
 - local company 
 - yerli şirket
 - domestic corporation 
 - yerli şirket
 -  (Ticaret) local corporation
 - yurt içi şirket
 -  (Ticaret) domestic corporation
 - çokuluslu şirket
 - multinational company 
 - özel şirket
 - private company 
Is this a public or private company?
 - Bu bir kamu ya da özel şirket mi?
 - özel şirket
 - private corporation 
 - şirket yetkilisi
 - authorized person 
 - şirket yetkilisi
 -  (Ticaret) company executive